The Lydians and their World (2010)

by John H. Kroll

Sardeis Sikkeleri

Giriş

Bizim bildiklerimiz içinde ilk olarak altın ve gümüş para basan ve kullanan Lidyalılardır (Herodotos 1.94)

Lidyalılar haklı olarak sikkeleri ile ünlüydü. Herodotos’un yukarıda aktardıkları dışında, erken dönem Yunan yazarlarından biri olan Kolophonlu Ksenophanes de sikkenin icadının Lidyalılara bağlamaktadır1 ve bu tespit sikkelerin kendileri tarafından da doğrulanmaktadır. En erken sikkeler altındı ve Yunan dünyasında bunları ilk kez kullanan Kroisos’a atfen “croeseid” adıyla anılıyordu.2 Bütün erken sikkeler altın gümüş alaşımı elektrondan yapılmaktaydı ve bazıları Lidya alfabesi ile Lidya isimleri taşıdığından, bunların Lidya’da Lidyalılar tarafından darp edildiği gayet açıktır.

Lidya, elekton ve sikkenin başlangıcı arasındaki tarihî bağlantıları anlamak zor değildir.3 Öncelikle elektronun kendisi Lidya’ya aittir. Irmak yataklarında bulunan ve içinde altın barındıran bir alaşım olan elektron bölgeye özgüydü. Elektron MÖ yedinci yüzyılda Paktolos nehrinde ve diğer Lidya bölgesi ırmakları ile madenlerinde büyük miktarlarda eleniyor ve kazılıyor, Lidya kral hanedanının efsanevi zenginliğini meydana getiriyordu (bkz. Greenewalt, “Sardis’te Altın ve Gümüş Saflaştırma”). Ülkedeki en yaygın değerli metal olan elektron doğal külçeler, ingotlar ve elektron “tozu”yla dolu çuvallar şeklinde en azından bir süre her türlü malın ve hizmetin ödemesi için kullanılmıştır. Fakat doğadaki hâliyle elektronda altın–gümüş oranı değiştiği ve yapay olarak rafine edilmiş gümüş katarak altın içeriğini seyreltmek mümkün olduğu için güvenilir bir değiş tokuş aracı anlamında çok yetersizdi.

Metal içeriği için sikkeleri test etmek

Alışverişlerde kullanıldığı zaman metal önce bir mihenk taşı üzerine bıraktığı çizgilerin rengine (No. 16) bakılıyordu. Bu test büyük electrum parçalarında sorun çıkarmıyordu, ancak düzinelerce doğal külçe ve ufak parçalarda test yapmak imkânsızdı. Her bir küçük parça bağımsız olarak test edilse bile, her biri farklı ağırlıkta ve kalitede olan bütün bir torbanın değerini kesin şekilde hesaplamak çok zor bir işti. Zamanla, electrum külçelerin sıkıntıları ve güvenilir olmadığı anlaşılınca, bunlardan büyük miktarlarda elinde bulunduran Lidyalılar ve onların Ionialı ve Karialı komşuları başkalarının kabul edeceği ödemeler yapmakta zorlanmışlardır.

Bu açmazdan çıkmanın bir yolu, electrum külçeleri bütün olarak kullanmaktan kaçınarak, mümkünse bunları metalürjik yöntemlerle saf altın ve gümüş bileşenlerine ayırmak, böylece değişimi daha basit hâle getirmekti. Fakat MÖ ikinci binyılda Mezopotamya’da ve Mısır’da altın arıtmaya dair yazılı kanıtlar bulunmasına karşın, MÖ altıncı yüzyıldan önce electrumdaki gümüşü ve altını tamamen ayrıştırmak (ana metal safsızlıklarını gidermek yerine) için bir tekniğin geliştirilip geliştirilmediğini bilmiyoruz.4 Her hâlükârda, MÖ yedinci yüzyılda Batı Anadolu’daki yöneticiler ödemelerini electrumla yapabilmelerini sağlayan çok daha basit bir yöntem bulmuşlardı: Electrumları damgalı, değişmez ağırlıkta ve değeri üzerinde taşıdığı damganın sahibi otorite tarafından tespit ve garanti edilen küçük külçeler –yani sikkeler– şekline sokmak. Metalin kendine biçilen değerin başarıyla darp eden otoriteye geçirilmesiyle birlikte bu çözüm electrumun alışverişlerde electrumun kullanılmasını büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Her bir parça electrumu tartıp kalite testi yapmak yerine, önceden tartılıp garanti altına alınmış metal birimleri hemen oracıkta değiş tokuş edilebiliyordu. Genel toplamlar sadece sikkeleri sayarak hızla ve kesin olarak hesaplanabiliyordu. Erken electrum sikkelerin kesirli küçük değerler kadar büyük ağırlık birimleri şeklinde de darp edilmesi hesaplamayı daha kolaylaştırmaktaydı.

Erken Sikkeler

Bu erken electrum sikkelerin en önemlileri kazılardan gelmektedir. Ephesos Artemis Tapınağı’nın altında 1904-1905 yıllarında yapılan kazılarda British Museum’un arkeologları MÖ yedinci yüzyılın sonlarında adak olarak bırakılmış 93 electrum sikke ortaya çıkarmışlardır.5 Tapınak alanındaki son kazılarda yine MÖ yedinci yüzyılın sonlarına ait daha fazla sikke (No. 19 ve 21) ele geçmiştir.

Ephesos örneklerinden dokuzu üzerinde herhangi bir tip olmayan “sikke öncesi” örnekleridir. Bazılarının üzerinde sikke gelişimin erken safhalarında, bunları darp eden bir otoritenin sembolünün henüz ön yüze basılmadığı dönemde görülen kare çukur vardır. Sikkelerin geri kalanına bir düzine sembol ya da sikke tipi basılmıştır. En azından bir tip, profilden bir aslan başına eşlik eden Lidya dilinde bir lejanda sahiptir ve açıkça Lidya kökenli sikkelere aittir (No. 19, 20, 21; Şek. 1, 2,3, 4, 5, 6). Diğer semboller Phokaia (fok başı) ve muhtemelen Ephesos (bir geyiğin ön kısmı) gibi yakındaki Yunan şehirlerinde basılan sikkeleri tanımlamaktadır. Bir kısım sembolün ise (iki horoz, insan başı, at başı, böcek, keçi başı gibi) menşei açık değildir. Aslında, tip sembollerinin çokluğu genel olarak erken electrum sikkelerin özelliğidir. Birbirinden farklı düzinelerce sikke tipi bilinmektedir.6 Bu durum Lidya kralları ve Yunan şehir devletlerinin yanında erken electrum sikkelerin yerel hanedanlar, büyük arazi sahipleri ve Lidya ile komşu bölgelerdeki ikinci dereceden yöneticiler tarafından da darp edildiğini düşündürmektedir. Kısacası elinde electrum bulundurabilecek kadar zengin ve bunu harcama nedeni olan herkes sikke basabiliyordu.

  • Şek. 1

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, burnunda çıkıntı bulunan aslan başı (No. 19) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 2

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, burnunda çıkıntı bulunan aslan başı (No. 19) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 3

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, aslan başı ve Lidce “WALWET” lejandı (No. 20) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 4

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, aslan başı ve Lidce “WALWET” lejandı (No. 20) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 5

    Ephesos’tan electrum 1/3 stater, aslan başı ve Lidce “KUKALIM” lejandı (No. 21) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 6

    Ephesos’tan electrum 1/3 stater, aslan başı ve Lidce “KUKALIM” lejandı (No. 21) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

Aslan Başı Sikke Darbı

Ephesos kazılarında bulunan sikkeler arasında sayıca en fazla olanlar profilden aslan başı taşıyanlardır (No. 19, 20, 21; Şek. 1, 3, 5). Bunlardan altı tanesi üzerinde Lidce WALWET lejandı yer alır. Çoğu bilim adamına göre bu, Yunanların Alyattes (MÖ 615-560; No. 20) olarak bildiği Lidya kralını tanımlamaktadır.7 Öteki birkaç aslan başlı sikkede KUKALIM, “Gyges’in” lejandı görülür (No. 21, Şek. 5).. Kral, bu sikkelerden daha önceki tarihlerde yaşadığı için, bu ünlü kralın değil, ama sikke darbıyla sorumlu hazinenin veya kraliyet memurunun ismi olmalıdır.8 İsimler nasıl açıklanırsa açıklansın, lejantlı ya da lejantsız aslan başlı sikkelerin hepsi Lidya krallığının resmî sikkeleri olarak kabul edilmektedir. Bu aslan başı krali sikkelerden 45’i 1963’te Phryglerin başkenti Gordion’da define buluntusu olarak ele geçmiştir (No. 24.1-24.26, 24.27, 24.28-24.45; Şek. 11, 12).9 Ephesos’takilerden biraz daha geç tarihli olan bu sikkeler en doğuda bulunan Lidya sikkeleridir ve MÖ altıncı yüzyılın başlarında Phrygia’nın Lidya Krallığı’na nasıl tamamen entegre olduğunu göstermektedir.

Aslan başlı sikkeler, en büyüğü 4.7 g (bir Lidya staterinin 1/3’ü) en küçüğü sadece 0.29 g (staterin 1/48’i) olan kademeli değerlere göre darp edilmiştir. Dikkati çekecek şekilde, aslan pençesi tipli, 0.15 g ağırlığında, sadece 4 mm çapında daha küçük değerler (staterin 1/96’sı) vardır (No. 23, 9, 10). Ephesos’ta bulunmuş sikkelerin yarısı 1.2 g geldiğine göre, bunların tek başlarına yüksek miktarda ödeme için darp edilmedikleri açıktır. Daha ziyade bu kadar küçük sikkelerin izin verdiği kadar mütevazı alışverişlerin de dâhil olduğu geniş bir ekonomik faaliyet yelpazesi içinde kullanılmışlardır. İçerdikleri önemli miktardaki altın nedeniyle küçük boyutlarına göre çok daha değerliydiler. Örneğin eldeki bulgular staterin 1/24’ü değerindeki bir electrum sikke bir koyun ya da bir kile buğday alınabileceğini göstermektedir.10

Aslan başı tipli kraliyet sikkelerin dikkat çekici bir diğer özelliği de aşırı değerlenmiş olmalarıdır. Sikkelere resmî olarak Lidya electrumunun doğadaki saf hâliyle (%73 altın ve %27 gümüş) değer biçildiğine işaret eden oldukça makul kanıtlarımız vardır. Bununla birlikte laboratuvar analizleri sikkelerdeki metal içeriği ile yapay olarak oynanarak, %54 altın, %44 gümüş ve %1-2 bakır oranının elde edildiğini göstermiştir. Bu durum Lidya Krallığı’nın sikke üretimi ve değer biçme üzerindeki tekelinin getirdiği avantajların cazibesine dayanamadıklarına işaret etmektedir. Bu şekilde, metal içeriğiyle oynanmış electrum sikkelerle yapılan ödemelerden elde edilecek kâr %15-20 arasındaydı.11

  • Şek. 1

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, burnunda çıkıntı bulunan aslan başı (No. 19) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 3

    Ephesos’tan electrum 1/12 stater, aslan başı ve Lidce “WALWET” lejandı (No. 20) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 5

    Ephesos’tan electrum 1/3 stater, aslan başı ve Lidce “KUKALIM” lejandı (No. 21) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 11

    Gordion’da bulunduğu hâliyle Lidya electrum sikkelerinden oluşan define (No. 24) (Crawford H. Greenewalt, jr. şahsi fotoğrafı)

  • Şek. 12

    Gordion’dan Lidya electrum sikke definesi (No. 24) [Gordion inv. 1078-1182] (Crawford H. Greenewalt, jr. şahsi fotoğrafı)

  • Şek. 9

    Ephesos’tan electrum 1/24 stater, aslan pençesi (No. 23) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 10

    Ephesos’tan electrum 1/24 stater, aslan pençesi (No. 23) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

Kral Kroisos ve Sikke Reformları

Elbette böyle aşırı değerlenmiş bir para birimi varlığını uzun süre sürdüremezdi. Sonunda insanlar durumun farkına varmış ve bu şekildeki ödemeleri reddetmişlerdir. Dolayısıyla, MÖ altıncı yüzyılın ortalarında, electrumu altın ve gümüş bileşenlerine ayırma işlemi kullanılabilir hâle gelince tahttaki Lidya kralı dolaşımdaki electrum sikkeleri geri çağırarak bunları saf altın ve gümüş sikkelerle değiştirmiştir.12 Yeni saf altın sikkelerin “croeseid” olarak adlandırılması, Kroisos’un bu iki metalli sikke biriminin yaratıcısı olduğuna dair yeterli kanıttır. Fakat reformun kralın saltanatından sonraya tarihlendiremeyeceğini gösteren bir başka kanıt da 2002’de Sardeis’in Lidya Dönemi surunda yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkarılmıştır.13 Perslerin MÖ 540’ların ortasında Sardeis’i yerle bir ettiği sırada tahrip olan surun yıkıntıları altında arkeologlar reform edilmiş sikkelere ait iki örnek buldular: 1/12 altın ve 1/12 gümüş staterler (No. 27, 30; Şek. 13, 14, 19, 20). Üçüncü bir örnek ise 1988’de, tahrip tabakasında, muhtemelen Perslerle yapılan savaş sırasında ölen bir askere ait iskeletin yanında bulunmuştur. Temizlendikten sonra sikkenin gümüş 1/24 stater olduğu anlaşılmıştır (No. 31, Şek. 21, 22). O dönemde adet olduğu üzere, asker sikkeyi muhtemelen ağzında taşıyordu, çünkü sikke kafatasına yakın bir noktada bulunmuştur. Altın croesid staterler (No. 28.1-28.2; Şek. 15, 16, 17, 18) Sardeis’te, 1922’deki Amerikan kazıları sırasında küçük bir pişmiş toprak testi içinde bulunan 30 sikkelik define içinde ele geçmiştir.14 Bu definenin MÖ 540’larda Sardeis’e düzenlenen Pers saldırısı sırasında gömüldüğü sanılmaktadır.

Kendilerinden önce gelen electrum sikkeler gibi Kroisos’un altın ve gümüş sikkeleri de nispeten kalın, yuvarlaktır; basit tasarıma sahiplerdir. Üzerlerinde betimler –mücadele hâlindeki vahşi bir aslanın ve bir boğanın başları ve uzatılmış ön ayakları– geleneksel Yakın Doğu motifleri vardır ve Kroisos tarafından belki de kendi krali arması ya da mührü olarak kabul edilmiştir. Yoksa bu iki hayvan sikkelerin basıldığı iki farklı metali mi temsil etmektedir? Betimlerin kendisi sikkeleri tanımladığından bir lejanda ihtiyaç duyulmamıştır. Sikkenin arka yüzündeki kaba ıstampa izleri –büyük stater birimlerinde iki, küçük sikkelerde tek kare– “sikke öncesi” electrumlara kadar giden bir unsurdur. Aşırı değerleri yüzünden Lidya bölgesi dışında dolaşımları olmayan erken Lidya electrum sikkelerinin aksine, Kroisos’un saf metal sikkeleri geniş bir alana yayılmıştır. Bu durum özellikle Ege dünyasında uluslar arası para birimi olarak muamele gören altın croesidler için geçerlidir. MÖ 440/439’a ait bir Atina mali yazıtında, altın croesid’lerin Atina hazine binalarından birinde çeşitli sikkelerle birlikte hâlen saklandığını göstermektedir15.

  • Şek. 13

    Sektör MMS'ten (ölçek için parmak üzerine yerleştirilmiş) 3 sikkeden oluşan kroiseid grubu (bir altın, iki gümüş), ön yüzü (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 14

    Sardeis’te Lidya Dönemi tahkimatının döşemesi altında bulunmuş altın ve gümüş sikkeler (No. 27 (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 19

    Perslerin Sardeis’in tahribi sırasında hayatını kaybetmiş birisiyle birlikte bulunan 1/24 stater değerinde gümüş sikke (No. 31) (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 20

    1922’de Sardeis’te bulunmuş definesinden altın stater (No. 28) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 21

    1922’de Sardeis’te bulunmuş definesinden altın stater (No. 28) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 22

    1922’de Sardeis’te bulunmuş definesinden altın stater (No. 28) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 15

    Sardeis’te Lidya Dönemi tahkimatının döşemesi altında bulunmuş altın ve gümüş sikkeler (No. 27 (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 16

    Sardeis’te Lidya Dönemi tahkimatının döşemesi altında bulunmuş altın ve gümüş sikkeler (No. 30) (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 17

    Sardeis’te Lidya Dönemi tahkimatının döşemesi altında bulunmuş altın ve gümüş sikkeler (No. 30) (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

  • Şek. 18

    Perslerin Sardeis’in tahribi sırasında hayatını kaybetmiş birisiyle birlikte bulunan 1/24 stater değerinde gümüş sikke (No. 31) (Telif hakkı Sart Amerikan Hafriyat Heyeti / Harvard Üniversitesi)

Croeseid Sikkeler ve Bunların Pers Mirası

Elde ettikleri başarıdan ötürü, Kroisos’un bu itibarlı sikkeleri kralın kendisinden daha uzun süre varlıklarını sürdürmüşlerdir. Pers kralı Büyük Kyros Kroisos’u MÖ 540’larda bozguna uğrattıktan ve Lidya Krallığı’nı Pers İmparatorluğu’na ekledikten sonra Sardeis’i sadece yerel Pers satrabının (valisi) başkenti yapmakla kalmamış, aynı zamanda aslan–boğa başlı sikke darbının devamını sağlamıştır. Dolayısıyla, Kroisos’un ölümünden altıncı yüzyılın sonlarına kadar yaklaşık 30 yıl boyunca sikkeler sadece adları itibarıyla Kroisos’un sikkeleri olarak kalmışlardır. Gerçekte, üretim ve resmî kullanım bazında Küçük Asya’daki Pers yönetiminin parası hâline gelmiştir. Bu dönemde sikkeler görünürde değişmemişlerdir, ama aslan–boğa betimlerinin sanatsal niteliklerinde gerileme gözlemlenmektedir. Başlangıçta, Kroisos safhasında zarif ve doğal işlenen hayvanların yerini Perslerin seri üretiminde sert hatlı, daha mekanik veya stilize betimler almıştır (Şek. 25, 26, 27, 28). Yine Pers hâkimiyeti altında kesirli küçük birimler terk edilmiş ve sikkeler temelde iki büyük birime dönüşmüştür: altın stater ya da croeseid (8.06 g) ve altın staterin 1/20’sine denk gelen gümüş siglos ya da şekel (5.35 g).

MÖ 515 civarında Pers kralı I. Dareios (MÖ 522–486) Kroisos’un aslan–boğa tipi sikkelerine son vererek, bunların yerine Pers krali imgelerini getirmiştir: Büyük kralı taçlı ve ok atarken gösteren şematize bir betim.16 Genel olarak, yeni sikkeler –yaratıcısına atfen darik olarak adlandırılan altın stater ve gümüş siglos (Şek. 29, 30, 31, 32, 33, 34)– yerlerine geçtikleri croeseidlerin basit ve yumru biçimli formunu almışlardır. Şüphesiz Sardeis’te darp edilen gümüş sikkeler Perslerin sikke kullanımının iyice yerleştiği Küçük Asya’da kurduğu idari ve askeri sistemde başlıca birim olarak işlev görmüştür. Bunlar sikkenin yaygın olarak kullanılmadığı Pers İmparatorluğu’nun diğer bölgelerinde dolaşıma girmemiştir.

Dört adet Pers gümüş siglosu (No. 32.3 ve 32.4-32.6), Eski İzmir (Bayraklı) kazılarında pişmiş toprak küçük bir lydiona (No. 33; Şek. 34) saklanmış bir define içinde ele geçmiştir. Yaklaşık MÖ 500’lere tarihlenen defineye iki geç tarihli Lidya aslan ve boğa siglosları (32.1-32.2) ile yakındaki kıyı şehir Phokaia’dan 20 adet gümüş 1/6 stater (No. 32.7-32.20) eşlik etmekteydi. Küçük Asya’nın batısından gelen bu tipik karışık definede yerel Yunan gümüş sikkeleri kesirli küçük birimleri, Lidya ve Pers siglosları daha büyüklerini temsil ediyordu.

Görünüşe bakılırsa altın darikler temelde Perslerin Yunanlara ya da diğer yabancı devletlere veya aracılara yaptıkları ödemelerde uluslar arası para birimi olarak kullanılıyordu. Özelde ise Ege dünyasında tasarrufların biriktirilmesi açısından çok değerliydi17. Altın ve gümüşten yapılan sikkeler, Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu ele geçirip onu bir Yunan–Makedonia imparatorluğuna çevirmesine kadar tasarımında ve üslubuna nerdeyse hiçbir değişiklik olmadan 200 yıl boyunca dolaşımda kalmıştır.

Bu kritik anda bile Sardeis önemli bir darphane olmayı sürdürmüştür. Şehir önce Lidya sonra da Pers kralları için bastığı sikkeleri, İskender’in ardından onun Yunan ardılları için darp etmeyi sürdürmüştür. Özellikle geniş Seleukos Krallığı’nın en batıdaki darphanelerinden biri olarak hizmet etmiştir. Hatta Roman İmparatorluğu’nda Küçük Asya’nın diğer büyük şehirleri gibi Sardeis de şehrin tanrılarını ve festivallerini kutlayan sikkeler üretmiştir.18 Bütün bunlar göz önüne alındığında, Sardeis’te sikke darbının tarihi MÖ yedinci yüzyıldan MS üçüncü yüzyıla kadar kabaca 1000 yılı kapsamaktadır. Yine de en önemli yüzyıllar, electrum formunda geçerli ödemeler için sikke fikrinin geliştirildiği Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluğu dönemini kapsayan, erken dönemlerdir; yani Kroisos’un electrum yerine altın ve gümüş sikkelerin kullanılmasına öncülük ettiği ve Dareios ve sonraki Pers krallarının Sardeis’ten çıkma Pers damgalı sikkeler darp ettiği zamanlar. Bu ilk birkaç yüzyıl süresince Sardeis’ten çıkan değerli metalden sikkeler hem Lidya Krallığı’nın hem de Pers İmparatorluğu’nun siyasi, ekonomik ve askerî güçleri üzerinde önemli rol oynamıştır.

1 Polluks 9.3’te ifade ettiği üzere. 2 Kraay 1976, 30-31; Cahill ve Kroll 2005, 610. 3 Kroll 2008, 17-21. 4 Sorun hakkındaki karşıt görüşler için bkz. Ramage ve Craddock 2000, 14-33, Le Rider 2001, 12-14, 90-91. 5 Robinson 1951; Kraay 1976, 20-26. 6 Weidauer 1975; Waggoner 1983. 7 En son detaylı değerlendirme Wallace 2006. 8 Aynı eser. Başka ve tamamen farklı bir erken electrum sikke grubunda da Lidce lejantlar bulunmaktadır. Söz konusu tip bir yada iki yaban domuzu başı ile “…LATE…” olarak okunan bir lejanttan ibarettir (No. 22; Şek. 7, 8; Spier 1998, 333-334, lev. 70). 9 Bellinger 1968. Nispi kronoloji: Spier 1998, 333-34. 10 MÖ altıncı yüzyılın başında yaşamış Atinalı kanun koyucu Solon’a atfedilen yasalardan birine göre bir koyun ya da bir kile buğday bir gümüş drahmi değerindedir. Söz konusu dönemde gümüş daha az bulunuyordu ve bu yüzden daha sonra Ege’de gümüş madenciliğinin gelişmesiyle kazanacağından daha değerliydi. Bir Atina gümüş drahmisi (4.2 g) ile aynı ağıtlıktaki erken electrum sikkenin satın alma oranı yaklaşık 9:1 ise (Melville Jones 1998, 262’de öne sürdüğü üzere) 1/24 stater değerinde bir electrum (0.58 g) ile bir koyun veya bir kile buğday satın alabilir. 11 Le Rider 2001, 94–100; Cahill ve Kroll 2005, 612–13. 12 Kraay 1976, 30–31. 13 Cahill ve Kroll 2005. 14 Shear 1922, 396-400. 15 Cahill ve Kroll 2005, dipnot 98. 16 Kraay 1976, 32–34; Carradice 1987. 17 Le Rider 2001,187–196. Kraay 1976, 34. 18 Sardeis’in Hellenistik ve Roma dönemlerindeki sikkeleri hakkında mükemmel bir özet için bkz. Buttrey, Johnston, et al. 1981, Bölüm I, A. Jonston, “The Greek Coins”.
  • Şek. 25

    Eski İzmir’de bulunmuş bir defineden geç tarihli croeseid sikkeleri (No. 32.1) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 26

    Eski İzmir’de bulunmuş bir defineden geç tarihli croeseid sikkeleri (No. 32.2) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 27

    Eski İzmir’de bulunmuş bir defineden geç tarihli croeseid sikkeleri (No. 32.2) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 28

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.4) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 29

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.4) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 30

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.6) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 31

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.6) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 32

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.3 (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 33

    Eski İzmir’de bulunmuş bir definden 4 gümüş sigloi (No. 32.3 (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 34

    Eski İzmir (Bayraklı)’den içinde bulundukları lydion ile birlikte sikke definesi (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 7

    Ephesos’tan 1/3 stater değerinde electrum, yaban domuzu başı ve Lidce “…LATE…” lejandı. (No. 22) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 8

    Ephesos’tan 1/3 stater değerinde electrum, yaban domuzu başı ve Lidce “…LATE…” lejandı. (No. 22) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

Dipnotlar

  • Şek. 7

    Ephesos’tan 1/3 stater değerinde electrum, yaban domuzu başı ve Lidce “…LATE…” lejandı. (No. 22) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)

  • Şek. 8

    Ephesos’tan 1/3 stater değerinde electrum, yaban domuzu başı ve Lidce “…LATE…” lejandı. (No. 22) (Vedat Nedim Tör Müzesi'nin izni ile)