Artemis Tapınağı
Tarihçesi ve Planı
Dünyada bulunan en büyük tapınaklardan biri olan bu yapı, orijinalinde tanrıça Artemis’e ithaf edilmiştir. Anadolu’da bulunan Efes ve Magnesia Artemis tapınaklarında olduğu gibi, Sardeis Artemis tapınağı da batıya bakmaktadır (şek. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10). Tapınağın iki adet sütunu antik dönemden günümüze kadar, olduğu gibi hiç restore edilmeden koruna gelmiştir (şek. 11).
Pers Dönemi (MÖ 547-334): Pers dönemine ait bir tapınak izlerine rastlanmamasına rağmen, burada Artemis Kutsal Alanı mevcuttu (şek. 12). Artemis kültünden söz eden Lidya dilindeki Pers dönemine ait yazıtlar ve başka buluntular bu kutsal alanda ortaya çıkarılmıştır (şek. 13). Kutsal alanın en eski korunmuş yapısı, MÖ 6. veya 5. yüzyılda yapıldığı sanılan sunaktır (şek. 12, 14; bkz. Artemis Sunağı).
Hellenistik Dönem (MÖ 334 - MS 17): Tapınağın yapımına ilk olarak, Hellenistik dönemde, MÖ 3. yüzyılda başlanmış olup, sadece ana bina (cella) bu dönemde bitirilmiştir (şek. 12, 15). Binanın çatısı, iki sıra iç sütunlarla desteklenmekteydi. Bina çevreleyen dış sütunlar ise planlanmış ancak inşa edilmemişlerdi.
Roma Dönemi (MS 17 - 400): Roma İmparatorluk döneminde, (MS 1. - 2. yüzyıl) tapınağın cellası, inşa edilen bir duvar ile iki eşit mekana bölünmüştür (şek. 16, 17, 18). Doğu duvarına açılan yeni bir kapı ile yapı sırt sırta dayalı çift cellalı bir tapınağa dönüşmüştür. Büyük bir olasılıkla bu, Artemis kültü yanında İmparatorluk kültünün de yer alması için yapılmıştır. İç sütunlar kaldırılmış ve imparatorlar ile eşlerine ait 8.5 m boyunda heykeller doğu cellaya yerleştirilmiştir (şek. 19, 20, 21).
Aynı dönemde, doğuda kısımda (orijinalde tapınağın arka kısmında) dış sütunların yapımına başlanmıştır. Doğu kısımda, yer alan sütunlar dikilmiş ancak bitirilmemiştir (şek. 6). Uzun kuzey ve güney kanatlarda ise, sadece sütunların temelleri yerleştirilmiş, batıda ise sütunların inşasına bile başlanmamıştır. Her iki taraftaki revakların karşısında, yüksekçe kaideler üzerine oturtulmuş olan ikişer tane yivli sütun Hellenistik celladan buraya getirilmiş olmalıdır. Çünkü, bu sütunlar dışarıdakilerden daha kısa olduğundan, kaideler üzerine oturtularak, boylarının, diğer sütunlarla aynı seviyeye getirilmeleri sağlanmıştır (şek. 22).
Geç Roma ve Bizans Dönemleri (MS 400 - 700): Artemis kültünün gözden düşmesinin nedeni pek iyi anlaşılamamıştır. Roma yönetiminin, MS 4. yüzyıldan itibaren Hristiyanlığı kabul etmesi pagan kutsal alanlarının kapanmasına neden olmuştur, ancak bu binanın kullanımı olasılıkla devam etmiştir. Tapınağın doğusunda yer alan küçük kilise MS 5. yüzyılda inşa edilmiş (şek. 6, 12, 23; bkz. M Kilise) ve tapınağın doğu girişine haç resimleri ve “ışık,” “hayat” gibi hristiyanlığı temsil eden sloganlar kazınmıştır (şek. 24). 7. yüzyıldan başlayarak bina harabe haline gelmiş ve mermerleri yakılarak kireç haline dönüştürülmüş veya devşirme olarak kullanılmıştır.
1750, 1882 ve 1904 yıllarında sınırlı ölçüde yapılan kazılardan sonra 1910 ila 1914 yılları arasında Howard Crosby Butler tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, tapınak ortaya çıkarılmıştır (şek. 25, 26).
-
Şek. 1
-
Şek. 2
-
Şek. 3
-
Şek. 4
-
Şek. 5
-
Şek. 6
-
Şek. 7
-
Şek. 8
-
Şek. 9
-
Şek. 10
-
Şek. 11
-
Şek. 12
-
Şek. 13
-
Şek. 14
-
Şek. 15
-
Şek. 16
-
Şek. 17
-
Şek. 18
-
Şek. 19
-
Şek. 20
-
Şek. 21
-
Şek. 22
-
Şek. 23
-
Şek. 24
-
Şek. 25
-
Şek. 26
Nasıl İnşa Edildi?
Artemis Tapınağı 800 yıl boyunca kullanılması rağmen, hiç bir zaman tamamlanmamıştır ve yapının bitirilmemiş bölümleri insana yanıltıcı bir görünüm vermektedir. Örneğin, tapınağın tek tamamlanmış sütunları yapının doğusunda yer alan yüksek kaideler üstündekilerdir. Bunların narin oranları, keskin formları ve dizemsel biçimleri, diğer sütunların kaba, yivsiz ve özensizce tıraşlanmış yüzeylerinin, ileride bitirilmiş olsalardı son durumlarının nasıl olacağını göstermektedirler. Binanın bitirilmemiş kısımlarından, taş ustalarının tapınağı nasıl tasarlandıkları, blokları nasıl işledikleri ve nasıl kaldırıp yerlerine koydukları daha iyi algılanmaktadır. İlaveten, farklı inşaat teknikleri, tapınağın değişik bölümlerinin Hellenistik ve ya Roma dönemlerine tarihlendirilmesine olanak sağlamaktadır. Tapınağın kusursuz tasarımı ve inşaatı, antik yapı ustalarının ileri seviyedeki mesleki yükümlülüklerini açıklar ki, bu da bugün tapınağı ziyaret edenler için bir ilham kaynağıdır.
Ocak: Tapınağın mermerleri, 3 km güneyinde bulunan ocaklardan gelmektedir (şek. 27, 28). Blokların yüzeyleri, nakliye sırasında oluşabilecek hasarlardan korumak amacıyla, yontulmamış bir durumda tapınağa getirilmiş ve yerlerine konulduktan sonra işlenmişlerdir. Mermer üzerindeki doğal kusurlar dikkatlice kesildikten sonra, bu alan uygun kesilmiş tıpalar ile yada tamirat yuvaları ile özenle doldurulmaktaydı.
Kaldırma: Ağır blokları kaldırma yöntemlerinden biri, bloğun ortasında bulunan ve yukarı doğru daralan yuvaya uygun demir kilitlerin (“kurtağızı”) kullanılmasıdır (şek. 29, 30). Bu tip kaldırma yuvaları Hellenistik sütun başlıklarında ve Roma bloklarının çoğunda görülmektedir. Günümüze korunagelen, en büyük boyuttaki tüm Roma dönemine ait blok, orijinalde 2 sütun üzerinde yer almış olan, 23.2 ton ağırlığındaki, Roma kiriş (arşitrav) bloğudur, özel yapılmış bir vinç kullanılarak, 18 metre yüksekliğe, 2 sütunun üzerine yerleştirilmiştir (şek. 31).
Yerleştirme: İstenilen pozisyona kaldırıldıktan sonra, bloklar asıl yerlerine konmak üzere, kanırtma yuvalarına sokulan manivela yardımı ile yerleştirilirdi (şek. 32, 33).
Birleştirme: Bloklar birbirlerine harçsız olarak kenetler (yan yana getirilmiş bloklar) ve zıvanalar (üst üste getirilmiş bloklar) kullanılarak bağlanırlar. Hellenistik kenet ve zıvanalar demirden yapılmış; demirin paslanmasını önlemek için, kurşunla perçinlenmiştir (şek. 34, 35, 36, 37). Roma kesimlerin çoğunde demir kenetler için yuva yeri, ve buna bağlı olarak demir ya da kurşun kalıntısı bulunmaz; bu kenetler ahşaptan yapılmış olabilirler (şek. 38). Çoğu Roma bloğunda zıvana yuvaları yoktur, ancak sütun tamburları bronz ve kurşun zıvanalarla bağlanmıştır.
Son İşlemler: Yapım sırasında blokların birleşen yüzeylerinde cam gibi düz bir satıh elde etmek üzere ince keski ve zımpara kullanımı ile son işlemleri yapılır ve buradaki birleşim çizgileri görülmez haline getirilir. Fakat blokların dış yüzeyleri, binanın tamamlanmasına kadar işlenmeyip yontulmamış durumda bırakılmıştır. Blokları belli bir düzleme getirmek üzere çeşitli yerlerine ince bantlar yontulmuştur. Sütun başlıklarının altında bulunan kısa bölümdeki yivler, sütunların bitmiş durumuna yönlendirmek üzere işlenmiştir. Yontulmamış kısımların üstünde bulunan üç adet yazıt vardır; bunlardan bir tanesinde sütun dile gelerek “ΜΕϹΚΕΑϹ,” yani “beni düzelt” (son duruma getir) diyerek, ustaları işlerini bitirmesi için uyarmaktadır (şek. 39, 40).
-
Şek. 27
-
Şek. 28
-
Şek. 29
-
Şek. 30
-
Şek. 31
-
Şek. 32
-
Şek. 33
-
Şek. 34
-
Şek. 35
-
Şek. 36
-
Şek. 37
-
Şek. 38
-
Şek. 39
-
Şek. 40
Tasarım ve Bezeme
Artemis Tapınağı, Atina Parthenon’unda ve diğer seçkin Yunan yapılarında olduğu gibi, estetik nedenlerle yatay ve dikey düzlemlerden hafif sapmalar gösterir. Tapınak, büyük bir kürenin yüzeyindeki küçük bir dikdörtgene benzeyen, (dört köşeden merkeze doğru yükselen) yarıküresel bir kavise sahiptir. Tapınağın uzun kenarının kavisi, uzatıldığı takdirde, yarı çapı 14-18 km olan büyük bir dairenin parçası olarak ortaya çıkar. Sütun gövdelerinin profilleri yukarı doğru incelmelerine ilaveten, tamamlanmış sütunlardan kesin ölçülebildiği ve tamamlanmamış olanlardan hesaplanabildiği üzere, devamlı genişleyerek (entasis) gövdelerinde taşıdıkları çatı ve tavanların ağırlığını ima eden esnek bir yaşam belirtisi verirler.
Sütun kaide ve başlıklarındaki bezemeler, keskinliğin ve canlılığın tanımı, gergin hatların kalitesi ile tekrarın ve zıtlığın uyumu (dar ve geniş, kavisli ve sivri, içbükey ve dışbükey gibi) Yunan sanatına has özellikleri temsil eder (şek. 41).
Sütun Başlıkları: Kimi başlık volütlerinin “göz”leri, bazılarının tunçtan saplar içerdiği yuvalar aracılığı ile varlıkları ispatlanmış olan, tunçtan aplik süslemeleri (rozetler?) varken, az sayıdaki yalın volüt “göz”leri, volüt kıvrımının görsel hesaplamasında kullanılmış olabilecek hafifçe kazınmış hatlara sahipti (şek. 42, 43, 44).
Sütun Kaideleri. Sütun kaideleri, toros ile scotia elemanlarıyla Asyalı İyonik olarak adlandırılan tiptedirler. Sadece, yüksek pedestal üzerinde duran sütun kaideleri, yapı içerisindeki başka bir alandan gelen Hellenistik kaidelerin yeniden kullanılması ile tamamlanabilmiştir (şek. 45, 46, 47). Tamamlanan ve yarım bırakılan toroslara, olasılıkla herhangi bir sembolik anlam taşımayan dekoratif motifler olan, örgü (burma süsü) ve üst üste gelen yaprak (bindirme süsü) motifleri kazınmıştır (şek. 46, 47). 6 numaralı sütuna pelit ve küçük yaratıklar (örneğin semender, akrep, salyangoz) ile meşe yaprakları oyulmuştur (şek. 48, 49). 4 numaralı sütunun üzerindeki yaprak motifi ise, yaprakları, arkada (batıda) bulunan bir kurdeleden uzaklaşarak; varlığı ekleme yerinin yuvaları ile tasdik edilen aplik yıldız ya da rozete doğru önde (doğuda) yaklaşan bir çelenge aittir (şek. 50). Bu sütunda bulunan yazıt için bkz. aşağıda.
Sıra dışı tasarıma sahip yüksek sütun pedestalleri, tapınağın doğu ucundaki iki sütunu desteklemektedir (batı uçta, artık ayakta olmayan iki sütun da benzer pedestaller ile desteklenmişti; şek. 22). Dışa hafifçe çekik profil veren ve kabaca yontulmuş sütun pedestalleri sırası için oyma dekorasyon amaçlanmış olabilir (bu mermer sırası kısmen, kesilerek aşağıya indirilmiş olan sütun tamburları ve birkaç köşede fark edilebilecek yiv kanallarından oluşur). Bu pedestallerle desteklenen sütunlar, belirgin olarak Hellenistik Dönem yapısına aittir ve Roma Dönemi’nde muhtemelen tapınağın içinde bulunan asıl konumlarından sundurmaya taşınmışlardır.
-
Şek. 41
-
Şek. 42
-
Şek. 43
-
Şek. 44
-
Şek. 45
-
Şek. 46
-
Şek. 47
-
Şek. 48
-
Şek. 49
-
Şek. 50
-
Şek. 22
Artemis Tapınağındaki Yazıtlar
Tapınağın üstüne işlenmiş yazıtlar sayesinde yapı hakkında farklı bilgiler edinmekteyiz. Yunan tapınakların duvar yüzeyleri sıklıkla geleneksel resmi duyuru tahtası görevi yapmaktaydı. Tapınağın kuzey duvarının iç yüzeyine kazınmış olan Yunanca uzun bir metinden bir tanesi Mnesimachus adlı birine 1325 altın stater borç verilmesi hakkındadır ve onun ipotek altına alınmış gayrimenkullerini, borcun geri ödenmesine kadar korunması için teminatlarını ve mal kayıpları esnasındaki cezalarını sıralar (şek. 51). Yazıt, tapınakların antik dönemlerde banka gibi de işlev görmesi ile Sardeis çevresindeki topografik özellikler ve bunların yerel adları hakkında da önemli bilgiler sunar.
Tapınağın batı ucundaki bir sütunun alt kısmında Yunanca kısa bir mısra bulunmaktadır (şek. 52). Bazı harfler eksiktir ve bazı kelimeler anlaşılmamaktadır. W. H. Buckler ve D. M. Robinson tarafından yapılan çeviri şöyle demektedir: “Benim torusum ve temel bloğum yekpare bir taştır ve ben, diğer tüm [sütunlar] arasında ilk olarak ayağa kalkanım; halk tarafından değil dostlar tarafından verilmiş taşlardan [yapılarak].”
Lidce iki kısa metin, tapınağın doğu ve batı sundurmalarındaki kaidelerin üzerine yerleştirilmiş olan sütunların alt uçlarına kazınmıştır; her iki metin de eksiktir. Biri şöyle yazar: “Bakivas’ın oğlu [M]anes?...”; öteki de şöyle yazar: “... S(ardeis)’li Srkastu’nun oğlu/kızı...” (bkz. Lidyalılar ve Dünyaları No. 37; şek. 53, 54). Her ikisi de muhtemelen sütun bağışçılarının isimleridir. Batı Anadolu’nun birçok yerleşiminde bireyler tarafından tapınak sütunlarının bağışlanması gözlenmiştir ve en meşhur örneği Efes’teki Artemis Tapınağına Sardeis Kralı Kroisos tarafından bağışlanan sütunlardır.
MS 4.-5. yüzyılda Hristiyanlığı işaret eden “ışık” (ΦΩΣ) ve “yaşam” (ΖΩΗ) kelimeleri kapının güney pervazına kazınmıştır (şek. 24). Her iki kapı pervazına ve sundurmanın güney duvarına kazınmış haçlar gibi, bunlar da “hiç kuşkusuz paganizmin kötü ruhlarını kovmak niyeti taşır” (Buckler ve Robinson).
-
Şek. 51
-
Şek. 52
-
Şek. 53
-
Şek. 54
-
Şek. 24
İlave Okuma
Butler, Sardis I (1922); Butler, Sardis II: The Architecture, Part 1: the Temple of Artemis (1925); Gruben, “Beobachtungen zum Artemis-Tempel von Sardis”; Yegül, “The Temple of Artemis at Sardis” (2012); Yegül, “A Victor's Message: The Talking Column of the Temple of Artemis at Sardis”; Cahill and Greenewalt, “The Sanctuary of Artemis at Sardis: Preliminary Report, 2002-2012”; Yegül, Temple of Artemis, Sardis Report 7 (2020)
.