Monograph 14: Sardis: Greek and Latin Inscriptions, Part II: Finds from 1958 to 2017 (2019)

by Georg Petzl

Özet

Özet

Lydia’nın merkezi olan Sardis, tarihi boyunca önemli bir merkez olarak işlev görmüştü. Öyle ki bu kent, Lydialılar döneminde (M.Ö. 547 yılına kadar) kralların, Pers yönetiminde ise (Büyük İskender dönemine kadar) satrapların ikamet yeriydi. Sardis, Yunan-Roma uygarlığı döneminde de bir yönetim merkezi olarak kullanıldı. Son 350 yıl boyunca, gerek gezgincilerin araştırmaları ve gerekse 1910 yılından bu yana yapılan arkeolojik kazılar sayesinde bu kentte ve yakın çevresinde çok sayıda yazıt ortaya çıktı. Bu yazıtların büyük bir çoğunluğu Grekçe, bir kısmı da Latincedir (Lydia dilinde ve Lydia alfabesi ile yazılmış olan az sayıdaki yazıt Sardis VI 1–2 ciltlerinde yayınlanmış olup, bunlar burada özetlemekte olduğumuz kitabın kapsamı dışındadır). W. H. Buckler ile D. M. Robinson, 1922 yılına kadar bulunmuş olan tüm Grekçe ve Latince yazıtları (228 adet) Sardis VII 1 cildinde yayınlamışlardı. Ancak Türk-Yunan savaşı nedeniyle, bu tarihten sonra Sardis Amerikan Kazısı Derneği’nin faaliyetleri durma noktasına geldi. Sardis’deki Amerikan kazılarının 1958 yılında yeniden başlamasından sonra Grekçe ve Latince yazıtların bir bölümü birbirinden çok farklı yerlerde yayınlanmış, ama içinde son yıllarda bulunmuş olan bazı önemli yazıtların da yer aldığı diğer bölümü ise henüz yayınlanmamıştır.

Günümüzde kağıt üzerine yazdığımız yazılar antik devirde stel, kaide, duvar vs. gibi taştan yapılmış objelerin üzerine kazınmaktaydı. Bunun sonucu olarak epigrafik belgeler çok değişik konuları içerirler. Sardis yazıtlarına ilişkin elimizdeki bu cilt “Yasalar ve Diğer Kararlar” ile başlamakta olup, bunların arasında Caesar’ın öldürülmeden birkaç gün önce yayınladığı bir emirname (no. 305) de yer almaktadır. Bazı Sardis tapınaklarının asylia (dokunulmazlık) haklarını güvence altına alan bu emirname, “Sardis’li Artemis’in kutsal ve dokunulmaz sınırı”nı belirleyen büyük bir sütun üzerinde yazılıdır. Diğer bir grup yazıt ise, III. Antiokhos ile karısı Laodike’nin Sardis kentine yazdıkları mektuplardan (no. 307313) oluşmaktadır. İ.Ö. 3. yüzyıl sonlarına tarihlenen bu mektuplar, Kral ile Sardis arasında o dönemdeki bozuk ilişkilerin düzeltilmesi ile ilgilidir. Daha sonraki dönemlere ait diğer bazı mektup ve emirnameler (edictum) bize, bazı özel derneklerin ve köylerin, örneğin bir yazılı taş (stel) dikmek (no. 317) veya her yıl bir pazar yeri panayır (panayır) düzenlemek (no. 318) için izin almak ya da kente yapılan ‘geleneksel’ para desteğini ‘yeniden’ sağlamak (no. 321322) üzere egemen güçlerle nasıl yazıştıklarını göstermektedir. Hatta bu gruptaki yazıtların arasında M.S. 150 yılı civarında Atina’daki Areopagos meclisinin, Sardis’in Yunan Kentleri Birliği’ndeki (Panhellenion) temsilcisi olan Polybios’un onurlandırılması için yapılan bir toplantıyı kaydeden bir yazıt (no. 320) bile vardır. Hatta bu yazıta göre Areopagos üyeleri, toplantının sonunda Polybios için “O bunlara layıktır!” diye tezahürat yapmışlardı. Aynı şekilde, Hellenistik devir ile geç antik dönem arasına tarihlenen çok sayıdaki yazıt geçmişte verilen resmi onurlandırma kararlarına tanıklık etmektedir. Bu yazıtların bazıları, Sardis’deki bazı önemli ailelerin şecerelerini ortaya çıkarmamıza önemli katkılar sağlamaktadır.

Bazı yazıtlar bize Sardis’deki mimari faaliyetler hakkında da bilgiler vermektedir; örneğin, portico (no. 426427) veya çeşme (no. 428) gibi bazı yapıların yapım veya onarımı ya da M.S. 211–212 yılında Sardis tanrılarına ve İmparatorluk ailesine adanan görkemli “Mermer Saray” (no. 419) gibi. Diğer bir yazıttan (no. 440) öğrendiğimize göre, seçkin bir Sardis vatandaşı olan Pardalas, İ.S. 1. yüzyılın başında bir tapınak inşa ettirdi ve ayrıca “Tanrıça Hera’nın bir heykelini diktirdi. Onun torunu Iulia Lydia da depremden sonra onu restore ettirdi”. Synagog’da yapılan kazılarda, genellikle geç devrin Sardis seçkinlerinden olan, Yahudi cemaati üyesi birçok kişi tarafından oikos ve onun dekorasyonu için yapılan katkıları kaydeden yazıtlar ortaya çıktı (no. 486566). Yine bu kazılarda Sardis’deki farklı kültlerin varlığını belgeleyen çok sayıda yazıt bulundu (no. 434485): Bu kültlerden bazıları Lydia, bazıları Anadolu, bazıları da Pers kökenlidir. Ayrıca, buradan çıkan önemli sayıdaki yazıt Yunan tanrılarından (pantheon) söz ederken, geç antik dönemden kalma bazı metinler de Yahudi (bk. yuk. no. 486566) ve Hristiyan (no. 467469) dinleri ile ilişkilidir.

Bazı mezar yazıtlarında dinsel ya de felsefi düşüncelere de yer verildiğini görmekteyiz. Bunlardan bir kısmı ölüm sonrasına ilişkin düşüncelerden (örneğin, 690 no.’lu bir mezar şiiri: “Eğer ölülerdeki gerçek dostluktan ve her şeyi fark etme yetisinden söz etmek mümkünse, o halde sana selam, Prokleianos ...!”), bazıları mezarları koruyan tanrısal güçten (örneğin, no. 672: “Ölüler dünyasının tanrılarına yakarırım ki bu mezar nişine bir başkası gömülmesin”) söz etmektedirler. Ama çoğu mezar yazıtı çok daha sade bir dille yazılmıştır (örneğin, no. 625: “Sipylos oğlu Artemon. 30 yıl yaşadı”). Diğer bazı mezar yazıtlarında ise özel bazı düzenlemeler yer alır (örneğin, no. 692: “Ben, rahip yardımcısı Aurelius Antoninus, içinde iki mezar ve onların altında bir sığınak ve bir triclinium ve bir uyku odası bulunan bu mezar anıtını kendim ve benimle aynı (Hristiyan) inancı paylaşan çocuklarım ve torunlarım için yaptırdım. Eğer bir başkası buraya birini gömmek isterse, Mahşer Günü’nde hesap verecektir”.

Kitapta, üzerinde ancak birkaç harfin bulunduğu önemli bir sayıda fragment de yayınlanmaktadır. Bu fragmentler, İmparator Diocletianus’un adını kaydeden (ve bazı parçaları hala eksik olan) 405 no.’lu yazıtla da kanıtlandığı gibi, asla göz ardı edilmemelidir. Bu yazıt, biri 1959, diğeri ise 1963 yılında ele geçen iki parçadan oluşmaktadır. Ama bunların birbirini tamamlayan iki parça olduğu ancak yakın zamanlarda anlaşılmış ve böylece yazıta bir anlam kazandırmak mümkün olmuştur. Diğer bir örnek bize, görünüşte önemsiz gibi gelen yazıt parçalarının kimi zaman ilginç bazı detaylar barındırabileceğini göstermektedir: Yalnızca 12 aşınmış satırdan oluşan 577 no.’lu buluntunun, M.Ö. 8. yüzyıldan başlayarak, bilinen önemli olayları tarih sırasına göre sıralayan, uzun ve ayrıntılı bir kronik olduğu sanılmaktadır. Gelecekte, M.S. 2. veya 3. yüzyılda mermer plak üzerine yazılmış olan ve tarih araştırmaları için çok büyük bir önem taşıyan bu yazıta ait diğer bazı parçaların da ele geçmesini umarız.

Bu özetin amacı, Sardis yazıtlarının çok zengin içerikleri hakkında genel bir fikir vermektir. Sardis: Grekçe ve Latince Yazıtlar, Bölüm II: 1958–2017 Yılları Arasındaki Buluntular başlıklı bu yeni cildi yayınlamaktaki amaç, 1958 yılından bu yana ele geçen 485 adet zengin epigrafik buluntuyu ayrıntılı bir corpus olarak sunmaktır. Kitapta, her yazıta ilişkin olarak tanım, kaynakça, çeviri ve yorum yer almakta ve birçok yazıtın fotoğrafı verilmektedir. Kitapta ayrıca, bilimsel araştırmalarda fayda sağlayacağına inandığımız Dizinler, Concordance ve Haritalar da yer almaktadır.