Conservation at Sardis (2020)
by Sardis Konservasyon Ekibi
Alan Koruma
Alan Koruma: Giriş
Sardis’teki alan koruma, şehrin uzun tarihinden günümüze ulaşan birçok mimari anıtın korunmasını amaçlamaktadır. Bunların birçoğu alanın ziyaretçilere açık olan bölümlerinde göze çarpmaktadır ve bu nedenle de oldukça önemlidir. Bu yapılar, mevcut çevredeki varlıklarını ve arkeolojik peyzaj içerisinde anlaşılabilirliklerini sağlamak için düzenli bakım ve durum değerlendirmesine tabi tutulmalıdırlar. Son 60 yılda gerçekleştirilen daha kapsamlı alan koruma projeleri arasında 1960’larda ve 1970’lerde Hamam-Gymnasium kompleksi ve Sinagog’un yeniden inşası yer almaktadır (videolar 1, 2, Şekil 3); 1996 yılında, MMS sektöründeki Roma ve Lidya evlerinin üzerine inşa edilmiş bir çatı (şek. 4, 5); Lidya Sunağının yeniden inşası (aşağıda 2010-2012) ve Artemis Tapınağı’nın temizlenmesi (veya daha doğrusu biyofilmlerden arındırılması) (aşağıda 2014-2018).1 Bunların arasında şu anda devam etmekte olan projeler; MMS sektöründeki kerpiç Lidya Suru ve modern yolun karşısındaki Sinagogu korumayı amaçlayan çatıdır “Turistik Geliştirme Projesi” (TGP) (OR: amaçlayan çatı “Turistik Geliştirme Projesi” (TGP)’dir????).
-
Şek. 1
-
Şek. 2
-
Şek. 3
-
Şek. 4
-
Şek. 5
Artemis Tapınağını Konservasiyonu
Dünyanın en güzel Yunan tapınaklarından biri Sardis’teki Artemis Tapınağı’dir (video şek. 6). Büyük İskender’den sonraki nesillerde başlayan inşaat, yapı tamamlanamadan yaklaşık 700 yıl boyunca devam etti. Antik Greko-Romen çağların diğer prestijli yapıları gibi, neredeyse tamamı yerel yaklaşık 4km mesafedeki taş ocaklarından çıkarılan mermerlerle inşa edilmiştir. Roma döneminde çatısı bile mermerden yapılmıştı ve yapı, Akropolis’in kırmızı kayalıklarının fonunda, öğleden sonra güneşinde ışıl ışıl parlıyordu.
Tapınak, 1910 ve 1914 yılları arasında Howard Crosby Butler tarafından kazılmıştır (şek. 7, 8). Bugün gördüğümüz yapı, esasen Butler’ın bulduğu durumdadır: Hiçbir zaman kapsamlı bir restorasyon geçirmemiş ve ayakta duran iki sütun, antik çağlardan beri yerindedir. Yükselen yaklaşık bir düzine sütundan sadece bunlar günümüze kadar ayakta kalabilmiştir.
Bununla birlikte, Butler’ın geçmiş yüzyılda yaptığı kazılardan bu yana çevreye maruz kalan tapınağın beyaz mermer bloklarının yüzeylerini inatçı bir biyolojik filmle kaplayan kontrolsüz siyah siyanobakter büyümeye yol açtı (şek. 9, 10). Bu mikroplar çirkin görünmelerinin yanı sıra yüzeye kalıcı hasara neden olur ve aynı zamanda ahmak ziyaretçilerin adlarını yazabilmeleri için bir "karatahta" oluşturur.
2012’de konservatör Michael Morris, bu zarar verici biyofilmi nazik bir biyosit olan Preventol kullanarak çıkarmak için yeni bir yöntem önerdi. Aktif biyolojik materyali öldürmeye ek olarak, Preventol, yeni biyolojik aktiviteyi yıllarca engelleyen profilaktik bir etkiye sahiptir. Birkaç sezonluk test ve deneylerden sonra (şek. 11, 12, 13), Morris ve Hiroko Kariya bir protokol geliştirdi ve 2014’te JM Kaplan Fonu’ndan cömert bir hibe ile finanse edilen beş yıllık proje tarafından fonlandı.
Konservatörler, müdahaleyi yürütmek için Sardis’te saha projesinde ilk defa kadınların çalışmasına imkan sundu ve yerel kadınlardan oluşan bu ekibi eğitti. Ekip batıdan doğuya doğru çalışarak, tapınağın daha az korunmuş alt kısmından yavaş yavaş mermerin orijinal parıltısını ortaya çıkardı (video şek. 14, şek. 15, 16, video şekil 17, 18, video şekil 19). Ayrıca, Kuzeybatı merdivenlerinin hassas işçiliği, cella duvarlarının iki sırası arasında kurşun levhaların varlığı ve Hellenistik sütunlardan birinin üzerindeki Lidya yazıtı gibi tapınağın yapısını ve özelliklerini netleştirdiler (şek. 20, 21).
Artemis Tapınağı temizlik projesinin tamamlanması, bir bütün olarak kazı ve alan koruma ekibi için muazzam bir başarıdır (şek. 22, 23). Temizlenen tapınak, en küçük madeni paradan en büyük anıta kadar arkeolojik özellikler için sürekli bakım ve ilginin öneminin bir kanıtı olarak duruyor. Birkaç yıl sonra bile yapının eski halinin ne kadar iç karartıcı ve renksiz olduğunu hatırlamakta zorlanıyoruz; bu nedenle, hatırlatma amacıyla sütunlardan birinin üstünü temizlenmemiş olarak bıraktık (Şek. 24).
-
Şek. 6
-
Şek. 7
-
Şek. 8
-
Şek. 9
-
Şek. 10
-
Şek. 11
-
Şek. 12
-
Şek. 13
-
Şek. 14
-
Şek. 15
-
Şek. 16
-
Şek. 17
-
Şek. 18
-
Şek. 19
-
Şek. 20
-
Şek. 21
-
Şek. 22
-
Şek. 23
-
Şek. 24
Lidya Sunağı
Artemis Tapınağı çevresindeki en eski korunmuş yapılardan biri olan Artemis Sunağı (“Lidya Sunağı”)’ın keşfi 1910’da Butler kazı ekibi tarafından yapılmıştır (şek. 25).2 Temeller ve merdivenleri oluşturan birkaç mermer blok da dahil olmak üzere yapının mevcut elemanları, yeniden kullanıma ilişkin kanıtlara sahiptir. Eski bir yapı olarak antik çağda yeniden inşa edildiği ve kullanım gördüğü (LA1) daha sonra genişletilmiş bir yapıya (LA2) dahil edildiği anlaşılmaktadır. 2006 ve 2007 sezonları boyunca Sunağı kazmak ve temizlemek için yapılan çalışmalardan sonra (şek. 26), kazı ekibi, mevcut mimari unsurları korumak ve restore etmek için bir koruma projesi gerçekleştirdi. 2010 ve 2012 yılları arasında J.M. Kaplan Fonu’nun desteğiyle sunak restore edildi. Görünüşe göre 1920’de yapının altını keşfetmek için kaldırılmış olan LA1’in blokları özgün yerlerine yerleştirildi. (şek. 27, 28, 29). Merdiven bloklarını oluşturan elli beş yumuşak kumtaşı bloğu ve LA2’nin çevre duvarının dokuz bloğu tetraetoksisilan ile konsolide edildi ve seyreltilmiş akrilik reçine ile müdahale edildi. (şek. 30). Kumtaşı, ziyaretçilerin yaya trafiğine dayanamadığından, antik dönemde soyulmuş olan orijinal mermer merdivenler yerine traverten bloklarla korumaya karar verildi (şek. 31). Yapıyı mümkün olduğunca 1910 yılında bulunduğu duruma geri döndürmek için duvarlar sabitlendi edildi ve kayrak ile üstü kapatıldı (şek. 32).
-
Şek. 25
-
Şek. 26
-
Şek. 27
-
Şek. 28
-
Şek. 29
-
Şek. 30
-
Şek. 31
-
Şek. 32
Dipnotlar
- 1Bkz. Mehmet Bolgil, “The Reconstruction of the Marble Court and Adjacent Areas,” Yegül, Sardis R3, 152-168.
- 2Cahill ve Greenewalt 2016, 488.