Sinagog (Havra)
Giriş
Abidevi havra, Geç Roma döneminde, Musevi toplumunun dini merkezi olarak kullanılmaktaydı. 1962 yılında ortaya çıkarılan bina ve süslemeler kısmen restore edilmiştir (şek. 1, 2, 3, 4).
Havraya giriş, doğu yönünden, sütunlu ön avluyu geçerek yapılabilmektedir (şek. 5, 6, 7, 8, 9, 10). Ön avlunun yan kısımları çepeçevre bir çatı ile örtülmüş olup, ortası gökyüzüne açık bırakılmıştır (şek. 11, 12). Devamında ise, bin kişiyi barındırabilecek büyüklükte ve uzunluğu 50 metreyi aşkın ana toplantı salonu yer almaktadır (şek. 13, 14). Yerden 14 metre yükseklikteki çatı masif taş payelerle desteklenmiştir.
Bina, birkaç kere yenilenmiştir. Önceleri, Roma Hamam-Gymnasium Kompleksinin bir parçası iken, daha sonraları, Musevi toplumunun ibadethanesi haline dönüşmüştür (şek. 3). Mozaik yer döşemeleri, mefruşatı ve mermer duvar bezemeleri, değişik zamanlarda yapılmıştır; ancak bugün mevcut olanlar ise MS 4. ve 5. yüzyıldan kalanlardır. Havra, yedinci yüzyılın başlarında, Batı Anadolu’da yaygın görülen, akımın etkisiyle, şehrin çoğu alanı gibi terk edilmiştir.
-
Şek. 1
-
Şek. 2
-
Şek. 3
-
Şek. 4
-
Şek. 5
-
Şek. 6
-
Şek. 7
-
Şek. 8
-
Şek. 9
-
Şek. 10
-
Şek. 11
-
Şek. 12
-
Şek. 13
-
Şek. 14
Ön Avlu Duvar Bezemeleri
Ön avlu duvarları, orijinalinde renkli bir harç ile sıvanmıştı. Mermer kaplamaların ise, daha sonra, 5. yüzyılda döşendiği sanılmaktadır. Duvarın alt kısmındaki bazı mermer parçaları, duvarlara bağlı şekilde orijinal durumlarında ortaya çıkarılmışlardır. Kabartmalar, başlıklar ve üzerlerinde kuş ve vazo bezemeli kemerli friz parçaları yakına düşmüşlerdir. Üzerinde, antik dönemden kalma kırmızı boya kalıntıları olan friz, kısmen restore edilmiştir. (şek. 15).
-
Şek. 15
Çeşme
Ön avlunun ortasındaki, orijinali mermer olan, büyük vazo görünümdeki çeşme, ayinlerden önce cemaatin ellerini yıkadığı bir yerdi (şek. 16, 17). Çeşmenin suyu, yer altına döşenmiş olan pişmiş toprak borular tarafından temin edilmekteydi. Suyun akışı, ustaca düzenlenmiş bir vana tarafından kontrol edilmekteydi. Çeşmeyi çevreleyen havuz, muhtemelen mermerden, düz plakalarla kaplıydı.
-
Şek. 16
-
Şek. 17
Ana Salon Duvar Dekorasyonları
Ana salonda bulunan duvar dekorasyonlarının yapımına dördüncü yüzyılda başlanmıştır. İşin tamamlanması birkaç nesil boyunca devam etmiştir. Panoları hediye eden şahısların isimleri, Yunanca olarak, mermer plakalara işlenmiştir.(şek. 18, 19). Bir teberrü sahibinin yazıtı şu şekildedir: “Ben ile eşim Regina ve çocuklarımız (bir yemini yerine getirmek amacıyla) kudretli tanrının hediyesi olarak, döşeme panosunun (duvarın bir kısmındaki ?) ve (tavanın üst kısmındaki ?) boyama işlemini yerine getirdik.” Çoğu teberrü sahipleri, şerefli “Sardeis Vatandaşı” ünvanını almaktaydı. Bazıları ise, konsül veya resmi daire yöneticisi olarak isimlendirilmekteydi.
-
Şek. 18
-
Şek. 19
Döşenmiş Mermer Panolar
Kazılar sırasında, çeşitli renklerde, yüzlerce, kesilmiş mermer parçaları bulunmuştur. Bunlar, duvar dekorasyonu için kullanılan, küçük mermerler ile döşeli panoları (skoutlosisi) meydana getiren parçalardır. Geometrik şekilleri, yer mozaiklerinde görülen desenlere çok benzemektedir. Çiçek motifleri, deve, kuş ve balık tasvirleri bulunmuştur. Restorasyon sırasında yeni yapılan panolar, örnek olarak kullanılmıştır (şek. 18).
-
Şek. 18
Kutsal Yerler
Ana salonun, ana giriş kapısının, her iki yanında, kazılar sırasında, iki adet kutsal alan için platformlar ortaya çıkartılmıştır (şek. fig. 20, 21). Her iki kutsal alana ait üst kısımlar, bu platformların çok yakınında bulunmuştur. Bu kutsal yerler, büyük olasılıkla, Musevi kanunlarını meydana getiren Eski Ahit tomarlarına, yani Tevrat’a ev sahipliği yapmaktaydı. (Kuzey kutsal alana ait yivli spiral sütunlar, çok tahrip olduğukları için restorasyon sırasında yeniden yapılmıştırlardır.)
-
Şek. 20
-
Şek. 21
Masa ve Aslanlar
Muhtemelen ayin sırasında, karşıda,salonun diğer tarafında, kutsal yerde muhafaza edilen Tevrat tomarları getirilerek, büyük mermer masada okunmaktaydı (şek. 22, 23). Masa, pençelerinde yıldırımlar tutan kartalların betimlendiği masa ayakları, ve onu koruyan aslanlar havranın kendisinden daha eskidir; onlar orijinal yerlerinden alınmış ve burada tekrar kullanılmıştırlardır.
-
Şek. 22
-
Şek. 23
Rahipler Bölümü (Bema) veya Baldaken?
Ana salonun ortasında bulunan mozaik yazıt, “bilgeliğin rahibi ve öğretmeni” tarafından hediye edilmiştir. Bu panonun etrafında yer alan dört adet kaide, öğretimin yapıldığı alanı çevreleyen dört adet ince direk veya sütunu desteklemek için konulmuştur (şek. 24).
-
Şek. 24
Apsis ve Oturma Sıraları
Yarım dairesel alanın (apsis) duvarı içerisine, bir zamanlar, üç adet niş ile iki adet tonozlu geçit yerleştirilmişti. Bu boşluklar daha sonra doldurulmuş ve duvar, şeritler halinde beyaz ve renkli mermerlerle döşenmiştir. Üst kısmı ise, muhtemelen yarım bir tonoz ile son bulmaktaydı. Bu bölümde bulunan ve üç sıra halinde birbirini takip eden oturma yerleri, muhtemelen havranın yaşlı muhteremleri tarafından kullanılmaktaydı (şek. 25, 26).
Yarım daire şeklindeki orijinal apsis mozaiği, günümüzde, Manisa Müzesi’ndedir. Bu mozaiğin merkezinde bulunan çelenkteki yazıta göre, dördüncü yüzyılda, Stratoneikianos ve Synphoros Flavius kardeşler tarafından hediye edilmiştir (şek. 27, 28). Mozaikte, ön avluda bulunan ayaklı vazo benzeri çeşmeden, asma dallarının büyüdüğü betimlenmiştir. Yan taraflarda bulunan tavus kuşu tasvirleri ise, antik dönemde silinmiştir.
-
Şek. 25
-
Şek. 26
-
Şek. 27
-
Şek. 28
Mozaikler, Mefruşat ve Sinagog'dan diğer eserler
Zemin mozaikleri, Sinagog dekorasyonunun en kapsamlı kısmını oluşturmakta ve toplam 1400 metrekarelik bir alanı kaplamaktadırlar. Düzenlemeleri, büyük dikdörtgen paneller tarafından işgal edilen yedi adet yapısal bölümü ve komşu payandalar arasına konmuş olan yan panelleri kapsayan ana salonun mimarisini yansıtmaktadır. (şek. 29). Şahsi bağışcıların adlarının yazdığı kısa yazıtlar orijinalde büyük panellerin ortasında yer alırlardı (şek. 30, 31). Ön avludaki mozaikleri dört revak genişliğini kapsayan dikdörtgen paneller oluşurdu (şek. 32). Apsisteki vazo ve tavuskuşu dışında, mozaikler, birbiri içerisine geçen, çok renkli küçük tesserae ile düzenlenmiş, kompleks geometrik tasarımlardan oluşurdu. Bu gibi dekoratif düzenlemeler, Sardeis’teki ve başka yerlerdeki diğer 4.-6. yüzyıl yapılarından bilinmektedirler.
Menorah ya da çok kollu şamdan, Sinagog’un törenlerinin ve dekorasyonunun önemli parçasıydı. Ana salonda birçok menorah betimlemesi bulunmuştur. Bunlardan en büyüğü, yanyana duran lulav (hurma dalı) ve shofar (koç veya keçi boynuzu) betimlemelerinin olduğu, belki de alçak bir sete ya da panoya ait olan dikdörtgen bir kabartma panelidir (şek. 33). İnce beyaz mermerden iki parça, bir zamanlar bağımsız halde duran, parçalı dalları ajurlu filizlerle bağlanmış olan bir menoraha aitti. Bir diğer bağımsız duran menorah daha iyi korunagelmiş vaziyettedir ve yaklaşık 1 metre yüksekliktedir. Kalın yedi dalı, muhtemelen bağışlayıcısının adı olan Sokrates’in yazılı olduğu enine bağlantı çubuğunu desteklemektedir (şek. 34, 35).
-
Şek. 29
-
Şek. 30
-
Şek. 31
-
Şek. 32
-
Şek. 33
-
Şek. 34
-
Şek. 35
Sinagog'dan devşirme malzeme
Sinagog, önemli sayıda devşirme blok, yazıt ve heykel içermektedir. Bunlardan bazıları basitçe, inşaat malzemesi olarak kullanılmış, ancak diğerleri kasıtlı olarak yapı içerisinde teşhir edilmişlerdir. Bu devşirme heykel ve bloklardan birçoğu Lidya Ana Tanrıçası Kybele kutsal alanına aittir. Bunlardan en belirgin olanları, tapınağın antae’sine ait olan ve payandalarda devşirme olarak kullanılmış olan mermer bloklardır (şek. 37, 38). Hellenistik kral Antiochus III’dan ve eşi Laodice’dan bir dizi mektup ve Sardeislilerin kararnameleri bu bloklar üzerinde yazılıdır; bu metinler arasında, mektupların “Ana Tanrıça’nın kutsal alanındaki, tapınağın parastades [i.e. antae, tapınak duvarlarının sonu]‘ine” yazılması kararı vardır, bu da tapınak bloklarının kaynağının Lidya Sardeis’inin en meşhur tapınağı olduğunu ortaya koyar. Yazıtlar MÖ 213 yılına, tapınak ise muhtemelen dördüncü ya da erken üçüncü yüzyıllara tarihlenir. Diğer heykeller ve eserler şüphe duymadan kutsal alanla ilişkilendirilebilir, bunların arasında Kybele’yi betimleyen mermer tapınak modeli (LATW, No. 34, R2, No. 7; şek. 39), Kybele’yi, Artemis’i ve iki ibadetçiyi gösteren bir kabartma (LATW, No. 35; R2, No. 20; şek. 40, 41), Anadolu’nun bilinmeyen bir dilindeki devasa bir yazıt (şek. 42), ve orijinalde Kybele ile bağlantılı olan, burada ise belki de Yahuda Aslanları olarak yeniden düzenlenmiş, bir dizi arkaik aslan (şek. 43) vardır.
-
Şek. 37
-
Şek. 38
-
Şek. 39
-
Şek. 40
-
Şek. 41
-
Şek. 42
-
Şek. 43
Sinagogun Konservasyonu ve Restorasyonu
Sinagog 1960’lı yıllarda kazı yapıldığında harabe halinde olup ziyaretçi ve hava etkilerine karşı sağlamlığını koruyabilecek durumda değildir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sart Kazı Ekibi, 1965 yılında burayı koruma altına alarak kısmi bir restorasyona karar verir. Fotoğrafta, Sinagogu keşfeden ve kazıyı yapan David Mitten yıkıntılar arasında görülmektedir (şek. 37).
New York Üniversitesi konservatörü Larry Majewski ve ekibindeki işçiler mimar Halis Aydıntaşbaş ve arkeolog Steve Crawford gözetiminde ana salon ve ön avludaki mozaikleri kaldırır (şek. 44). Üzerine bez yapıştırılan mozaik taşları, yuvarlanarak özgün sıvalarından çıkartılır.
Mozaikler daha sonra beton panolara sabitlenir ve resimde (mühendis Teoman Yalçınkaya denetiminde) görüldüğü gibi tekrar orijinal yerlerine konulur (şek. 45). Yazıtlı mozaiklerin asılları Manisa Arkeoloji ve Etnografya Müzesine gönderilerek yerlerine boyalı kopyaları yerleştirilir.
Ekip, Sinagogun duvar ve sütunlarını yeniden inşa ettikten sonra, duvarların orijinal renkli mermer süslemelerini, çoğunlukla modern parçalar kullanarak yeniden ortaya çıkarırlar. Ön avluda yer alan geniş vazo biçimli mermer kap ve benzeri mobilyaların beton kopyaları yapılarak orijinallerinin yerine konulur ve asılları Manisa Müzesine gönderilir (şek. 46). 1973 yılında tamamlanan bu restorasyon, heybetli antik yapının orijinal görünümü hakkında iyi bir izlenim verdiği gibi burayı ziyaretçilerin antik dönemden kalma mozaikler üzerinde rahatça dolaşabildiği nadir yerlerden biri haline getirir.
Sinagogun restorasyonundan sonra geçen yarım asır içinde, mozaiklerin yerleştirildiği beton panolarda yağmur ve hava şartları sonucu bozulmalar meydana gelmiştir. Resimde görüldüğü gibi konservatör Kent Severson ve Jennifer Kim tarafından yapılan müdahalelere rağmen, yapının üstünün açık olması nedeniyle mozaikler üzerinde tamiri olanaksız zararlar meydana gelmektedir (şek. 47).
Uzun araştırma ve çalışmalar sonucunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından verilen izin ile 2021 yılında yapının üzerine hafif bir koruyucu çatı yapılmıştır (şek. 48).
Çatı, antik duvarlara dokunulmadan, 1960’lı yıllarda yapılmış olan modern duvarların üstüne inşa edilmiştir. Çatıyı destekleyen beton kiriş, orijinal Roma yapısına benzemek için bir taş ve tuğla duvar kabuğu ile gizlenmiştir. Böylece, mozaikler daha iyi korunacak ve ziyaretçiler bu görkemli kutsal yapıyı rahatça gezebileceklerdir. Ayrıca yapıda bakım, temizlik ve restorasyon çalışmaları kolaylıkla yürütülebilecektir (şek. 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56).
İnşaat Patrick Healy’in cömert yardımı ve Harvard Üniversitesinin desteğiyle yapılmıştır. Çatının tasarımında mimar Troy Thompson, Nathaniel Schlundt, ve Philip Stinson; konservatör Michael Morris ve Hiroko Kariya; mühendis Taner Kurtuluş ve planlamacı Teoman Yalçınkaya çalışmıştır.
Mitten, “The Ancient Synagogue of Sardis”; Seager, “The Building History of the Sardis Synagogue”; Seager, “The Synagogue at Sardis”; Gauthier, “Nouvelles inscriptions de Sardes II”; Kroll, “The Greek Inscriptions of the Sardis Synagogue”; Magness, “The Date of the Sardis Synagogue in Light of the Numismatic Evidence”; Mitten and Scorziello, “Reappropriating Antiquity: Some Spolia from the Synagogue at Sardis”; Rautman, “Sardis in Late Antiquity”; Seager, The Synagogue of Sardis (forthcoming).
-
Şek. 37
-
Şek. 44
-
Şek. 45
-
Şek. 46
-
Şek. 47
-
Şek. 48
-
Şek. 49
-
Şek. 50
-
Şek. 51
-
Şek. 52
-
Şek. 53
-
Şek. 54
-
Şek. 55
-
Şek. 56
İlave Okuma
Mitten, “The Ancient Synagogue of Sardis”; Seager, “The Building History of the Sardis Synagogue”; Seager, “The Synagogue at Sardis”; Gauthier, “Nouvelles inscriptions de Sardes II”; Kroll, “The Greek Inscriptions of the Sardis Synagogue”; Magness, “The Date of the Sardis Synagogue in Light of the Numismatic Evidence”; Mitten and Scorziello, “Reappropriating Antiquity: Some Spolia from the Synagogue at Sardis”; Rautman, “Sardis in Late Antiquity”; Seager, The Synagogue of Sardis (forthcoming).