Preliminary Reports from Kazı Sonuçları Toplantısı (Annual Symposium on the Results of Excavations) (1999-2018)
by Nicholas Cahill
Sardeis, 2010
Giriş
2010 yaz sezonunda, Sardeis Kazıları 13 haftayı kapsayan kazı, yüzey araştırması, konservasyon, restorasyon ve araştırmaya ev sahipliği yapmıştır. Bahadır Yıldırım kazı başkan yardımcısı, Prof. Crawford Greenewalt fahri başkan olarak çalışmalara katılmışlardır. İzmir Arkeoloji Müzesi’nden Metin İmren, Bakanlık Temsilcisi, büyük bir yardımcı ve arkadaş olarak çalışmalarda yer almıştır. Her zamanki gibi Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay’a, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü’ye ve eski Genel Müdürü Orhan Düzgün’e, Kazılar ve Araştırmalar Daire Başkanı Melik Ayaz’a, Sardeis’te araştırma yapmamıza izin verdikleri için teşekkürü borç biliriz.
Antik şehirde kazılar üç alanda gerçekleşmiştir: Artemis Tapınağı’nda, tiyatroda ve 2009 sezonunda anıtsal Lidya terasının üzerinde Roma dönemine ve Hellenistik döneme ait yapı kalıntılarının ortaya çıkarıldığı yakınlardaki bir tepede. Bunların yanı sıra, Nekropol Tepesi’nde ve şehir merkezinde daha önce kazılmış bulunan bir Lidya terasında, küçük boyutlu olmasına rağmen ilgi çekici sondajlar gerçekleştirilmiştir (şek. 1).
-
Şek. 1
Artemis Tapınağı
2010 yılı ‘American Society for the Exploration of Sardis’ kazılarının başlangıcının 100. yıl dönümüdür. Bu kazı ekibinin en büyük başarılarından bir tanesi Artemis Tapınağı’nı ortaya çıkartmak idi (şek. 1, no. 17; şek. 2, 3, 4, 5). Hellenistik dönemden başlayarak tapınak değişime uğramıştır, bu değişim Roma döneminde tapınağın iki ucuna da sundurmaların eklenmesiyle, pseudodipteral sütunların yapımına başlanmasıyla ve cellanın doğuya ve batıya bakan iki kapı ile iki bölmeye ayrılmasıyla devam etmiştir. Yapı, sadece doğuya dikilmiş olan sütun sırası ile tamamlanmadan bırakılmıştır. Buradaki kazı çalışmalarının amacı, tapınağın evreleri ile ilgili daha öncelerde ortaya atılmış olan teorileri test etmektir.
Tapınağın batı ucunun tasarımını anlamak halen daha zordur. Tapınağın ön kısmındaki taban seviyesi, cellanın içindeki taban seviyesinden yaklaşık 5 metre kadar daha alçaktadır (şek. 5, 6). Tapınak sunağa o kadar yakındır ki, ön kısma sundurma inşa edildiğinde, burada Tapınak sunağa o kadar yakındır ki, ön kısma sundurma inşa edildiğizaman, burada basamaklar için yeterli alan kalmaz. Ön kısımdaki sütun sıralarının hiçbiri dikilmemiştir, sadece sundurmadaki iki sütun dikilmiştir. Tapınağın kuzey kısmına, peristille aynı çizgide, ancak peristilli sütunların temellerinden daha yüksek bir seviyeye basamaklar inşa edilmiştir. Buna bağlı olarak ya basamakların kaba temelleri ortaya çıkarılmıştır ya da basamaklar gömülmüş olmalıdır. Şu anki mevcut durumunda, tapınağı ziyaret eden bir kişi, bu basamakları tırmanırsa, sundurma sütunlarından önemli bir tanesinin temelinin tamamen yok olduğu bir çukura düşer.
Batı uçtaki düzensizlik, Hellenistik tapınağın, iki önemli daha erken döneme ait yapının etrafında yapılmış olmasıyla kısmen açıklanabilir: Muhtemelen İÖ 6. yüzyıl sonları veya 5. yy’a tarihlenen Lidya Sunağı (LA1) olarak adlandırılan yapı ve muhtemelen Arkaik veya Pers dönemlerine tarihlendirilen, daha sonra heykel kaidesine dönüştürülmüş olan kare yapı.1 İnşaatçılar tapınağı sunaktan daha geriye çekemezlerdi, bu işlem heykel kaidesinin tapınağın ön kısmına fazla yakın olmasına sebep olurdu. Hellenistik cellanın boyutları ve konumu varolan yapıların etrafında yapılması mümkün en büyük yapıyı temsil eder.
Hellenistik proje peristil ya da sundurma içermemekteydi ve bundan dolayı sunak ve tapınak arasındaki dar alan sorun teşkil etmemekteydi. Sundurmanın ve peristilin yapımına Roma döneminde başlanmıştır, ancak tapınağın ön kısmında sütun ve basamak inşa etmek için yeterli alan mevcut değildi, bundan dolayı tapınağa erişimi sağlamak amacıyla kuzey kanada geçici basamaklar inşa edilmiştir. Tapınağa kolay giriş sağlamak için, bu kısmın inşasının sürdüğü uzun dönemde kasıtlı olarak sundurmanın bir sütunu yapılmamıştır. Peristilin inşası batı uca yaklaştığında, bu geçici basamaklar gömülmüş ve tapınağa erişim ya LA2 adı verilen ön kısım üzerinden ya da güney basamaklar üzerinden sağlanmıştır.
Bir açmadaki çalışma Kuzeybatı Basamakları’nın peristilden daha erken dönemde yapıldığını doğrulamıştır ve bundan dolayı peristil temellerine değil Roma döneminde sundurmanın yapıldığı zamana ait olmaları gerekmektedir (şek. 4, “AT 10.4” no’lu açma; şek. 7).
Arkeologları şaşırtan diğer bir durum ise, alandaki erken dönem malzemesinin eksikliğidir. Her ne kadar Kroisos Efes Artemisionu’nun önemli bağışçılarından biri olsa da, Sardeis’te bunun çağdaşı bir tapınağa rastlanılmamıştır. 1911 yılında Howard Crosby Butler, pronaostaki Hellenistik bir sütunun temeli altında, daha erken döneme tarihlenen, kendisinin Kroisos dönemine ait bir yapı olarak adlandırdığı kireçtaşı bir yapıya rastlamıştır.2 Ancak bu temellerde yeniden kazı çalışması yapılması sonucunda (şek. 4, “AT 10.2” no’lu açma), ), bu blokların Hellenistik temellerin altına uzanmadığı, bir beton sırası üzerinde uzandığı ve Roma tapınağının kesit duvarına ait oldukları tespit edilmiştir (şek. 8).
Başka bir açma da tapınağın kuzey pteromasının karşısında açılmıştır (şek. 4, “AT 10.3” no’lu açma). Burada, Roma peristilinin inşaasına ait bir tabaka mermer talaşına ve ezilmiş harca ve bunun altında Hellenistik cella duvarlarına ait temel çukuruna rastlanmıştır. İÖ 3.veya 2.yy’a tarihlenen, bir tanesi temel çukurunda, diğeri temel çukurunun daha sonraki dönemde su borularıyla tahribata uğradığı alanda olmak üzere iki adet Hellenistik sikke ortaya çıkarılmıştır. Tapınağın yapımıyla ilişkilendirilen tabakalardan birinde bulunmuş olan, üzerine “Hera” yazıtı işlenmiş bir keramik kaidesi Sardeis’te bu tanrıçanın tapımına ait kültle ilgili nadir bir parçadır (P10.068; şek. 9).
Hellenistik tapınak doğal yolla birikmiş olan çakıl (gravel), kum ve muhtemelen Akropol’den yıkanmış ince kum tabakalarının oluşturduğu derin bir dolgunun üzerine inşaa edilmiştir (şek. 10, 11). Daha erken döneme tarihlenen bir yapıya ya da kültür tabakasına rastlanmamıştır. Ancak bu tabakalarda ortaya çıkarılan buluntular, daha geç döneme aittirler, muhtemelen İÖ 5-4 yy’a tarihlenirler, kesinlikle Kroisos’un zamanı kadar erken bir döneme ait değillerdir. Bu tabakalarda ortaya çıkarılan çanak çömlek henüz Arkaik döneme ulaşmadığımızı gösterdiği için, kazı çalışmaları keramiksiz temiz dolguya ve bundan sonra ana kayaya doğru tapınak tabanının 6 metre aşağısına doğru ilerledi. Tapınağın Pers dönemine tarihlenen, devasa boyuttaki doğal dolgu üzerine inşa edilmiş olduğunun şaşırtıcı tespiti, bölgede yüzey şekillerinin dramatik ölçüde değiştiğini gösterir ve daha erken dönem Lidya tapınağı ile ilgili soruları yanıtsız bırakır.
-
Şek. 1
-
Şek. 2
-
Şek. 3
-
Şek. 4
-
Şek. 5
-
Şek. 6
-
Şek. 7
-
Şek. 8
-
Şek. 9
-
Şek. 10
-
Şek. 11
Lidya Sunağı
Kaplan Fonu tarafından finanse edilen 3 yıllık yeni bir proje ile Lidya Sunağı’nın konservasyonu ve restorasyonuna başlanmıştır. 1914-1958 yılları arasında yerlerinden sökülmüş olan erken dönem yapısına (LA1) ait bloklar 2010 yılında tekrar ait oldukları yerlere konularak, sunak orijinaline uygun olarak restore edilmiştir (şek. 12, 13).
-
Şek. 12
-
Şek. 13
Tiyatro-Stadyum ve Lidya Evi
Merkez Sardeis’te tiyatronun dolgu toprağı altına gömülü olan Lidya Evi’nin kazılarına devam edilmiştir (şek. 14, 15, 16). Daha önceki kazılarda taş döşeli tabana ve kireçtaşı sütun kaidesine sahip bir oda ya da avlu ortaya çıkarılmıştır. 2009 yılında kısmen kazılan 3,3 x 3,8 m ölçülerindeki bitişik bir odanın kazısı 2010’da tamamlanmıştır (şek. 17, 18). Odaların arasındaki boşluk, odaların arasında sadece dar koridorlar bırakan iki alçak kerpiç platformla doldurulmuştur (şek. 18). Buranın kerpiç platformlar üzerinde ahşap raflara sahip olan bir ardiye olduğu yorumlar arasındadır.
Oda yangınla ağır tahribat geçirmiştir ve çok sayıda kırılmış ama geniş ölçüde tam seramik, metal ve taş buluntular içermektedir; bunların 39 kadarı tüm, 26 tanesi parçalar halindedir (bunların içinde 2 tüm mermer bezemeli omphalos phialai, bir üçgen şekilli, 3 üfleçli kandil, 10 kadar pişirme kabı, 8 skyphoi, 5 oinochoai, 4 hydria veya amfora ve diğer yerli çanak çömlekler; şek. 19, 20, 21). 2009 yılında oda buluntuları içerisinde Korint savaşçı aryballosu (şek. 22), Sakız kadeh (Chiot chalice) parçası ve çok iyi işçiliğe sahip Attik siyah figürlü kaseye ait parçalar yer alır. Bu ithal mallar, tahribatın İÖ 6. yy ortalarına tarihlenmesine yardımcı olmuşlardır ve bu tür bir tahribat şüphe bırakmadan Kyros’un İÖ 547 civarında Sardeis’i ele geçirmesiyle ilişkilendirilebilinir.
Bu tarz diğer Lidya evlerini bulma amacıyla tiyatronun caveasının içerisinde güney kısımda 20 x 20 m ölçülerinde bir açmaya başlanmıştır (şek. 15, 23). Ne yazık ki, buradaki korunagelme kötü durumdaydı ve çoğu alanda kısa süre içerisinde ana kayaya ulaşıldı. In situ halde iki öğütme taşı olan bir öğütme sekisi, bu bölgede başka Lidya evlerinin varlığını kanıtlar, ancak korunagelme ölçütü burada başka kazı yapmayı gerektirecek neden vermez.
-
Şek. 14
-
Şek. 15
-
Şek. 16
-
Şek. 17
-
Şek. 18
-
Şek. 19
-
Şek. 20
-
Şek. 21
-
Şek. 22
-
Şek. 23
Alan 49
Tiyatronun yukarısında, iki doğal tepe Lidya döneminde devasa teras duvarlarla çevrelenmiştir (şek. 1, nos. 23, 68; 14). Tepelerden biri olan “Alan 49” sektöründeki kazılar ile 2009 yılında kısmen ortaya çıkarılmış Lidya kireçtaşı teras duvarının daha fazlası ortaya çıkarılmıştır (şek. 24). Yapım dönemi tabakalarında bulunan çanak çömlek burayı İÖ. 6. yy’a tarihler.
Kireçtaşı duvar, kabaca işlenmiş poligonal iri taşlardan yapılmış daha erken bir duvarın kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Bu muhtemelen tepenin kuzey yüzünü çevreleyen teras duvarı ile aynıdır ve bu tepenin daha erken Lidya döneminde devasa bir teras duvarıyla muhtemelen tamamen çevrelendiğini gösterir.
Kireçtaşı teras duvarı Erken Roma döneminde işlevini sürdürmeye devam etmiştir. Daha sonraları kısmen tahribata uğramıştır, bloklar yerlerinden sökülmüştür ve aynı hizada, kireçtaşı blokları harçlı moloz dolgu yapılarak yeniden inşa edilmiştir. Bu İS 17’de Sardeis’i yıkan depremle ilişkilendirilebilir. Roma döneminde, daha sonraları bu duvarın kısmen yerinden söküldüğü, toprak altında temel olarak yeniden inşa ediliği görülür.
Tepenin üzerindeki yapıların statigrafisi Geç Hellenistik ve Erken Roma dönemlerine ait farklı evrelerden oluşmakta olup yoğun ve parçalar halindedir. Burada bulunmuş olan stucco parçalarından ve özellikle de üzerinde muhtemelen figür olan küçük bir opus vermiculatum mozaik parçasından yola çıkarak buranın yüksek statüde yapılar içerdiğini söyleyebiliriz (Mos10.001; şek. 25). Tesserae’nin ince işlenişine dayanarak — bazıları 0,5 x 2 mm kadar küçük — ve renklerin çeşitliliğinden yola çıkarak — en az altı değişik renk temsil edilmiştir — bunu Alexandria, Pergamon ve Delos Hellenistik mozaiklerin en iyileri arasına yerleştirilebiriz.
Geç Roma döneminde, daha erken kalıntılar üzerine bir oda yapılmıştır. Daha sonraki dönemde, bu alanın kullanımına son verilmiş ve sonunda mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. 2010’da sekiz adet ve 2009’da iki adet gömü ortaya çıkarılmıştır (şek. 26). Dikkate değer tek mezar buluntusu arasında boncuklu telli ve gümüş granülasyon bir çift gümüş küpe gösterilebilir (şek. 27).
-
Şek. 1
-
Şek. 14
-
Şek. 24
-
Şek. 25
-
Şek. 26
-
Şek. 27
ByzFort Sektörü
“Bizans Kalesi” (Byzantine Fortress veya “ByzFort”) adı verilen bitişik tepede (şek. 1, no. 23), erozyon ve temizlik çalışmaları 1980’lerde kazılmış olan Lidya terasında paralel, bir tanesi in situ halde kurşun kelebek kenetli yeni bir kireçtaşı duvarın kısa bir bölümünü ortaya çıkarmıştır (şek. 28).3
-
Şek. 1
-
Şek. 28
Nekropol, ve Bir Lidya Ev
Sardeis Kazı Heyeti, Manisa Müzesi’ne, Paktolos Çayı’nın batısındaki Sardeis Nekropol alanında yer alan, muhtemelen Pers dönemine ya da Hellenistik döneme tarihlenen kireçtaşı bir küvet lahdin ve kapağının kazı evine taşınması için yardım etme talebinde bulunmuştur (şek. 1, yaklaşık B461-465/G1376-1381). Bu, antik dönemde iki kez soyguna uğramış olup, mezar buluntusu içermemektedir. Bunun altında yetişkin gömüsüne sahip bir pithos gömüsü ortaya çıkarılmıştır (şek. 29).
Lahit çevresinde yoğun şekilde dağınık halde Lidya evine ait çanak çömlek ve pişirme kapları, hayvan kemikleri, çanak çömlek ayağı olarak yeniden kullanılmış amfora boyunları içeren diğer buluntular ve küçük bir duvar kalıntısına rastlanmıştır (şek. 30). Bundan dolayı, bunların erken dönem gömüsünden ziyade yerel tahribat seviyesine ait olduklarına inanıyoruz. Sadece küçük bir alanda temizlik çalışmaları yapılmış olsa da, buradan yaklaşık 35 adet yerel üretim çanak çömlek ortaya çıkarılmıştır. Bir kolyeye ait olması muhtemel hilal şekilli gümüş takı bulunmuştur (şek. 31, 32). Tarihlenebilen çanak çömlek arasında Orta Korint dönemine ait, İÖ 6. yy’ın ilk yarısına tarihlenen skyphos, bu evin de tiyatrodaki gibi Kyros’un Sardeis’i ele geçirmesi ile tahrip edildiği fikrini doğurur (şek. 33). Bu Lidya evinin taban buluntuları arasında muhtemelen Neolitik döneme tarihlenen yeşil renkli bir taş el baltası yer alır (şek. 33). Bu tarz Neolitik el baltalarının antik dönem süresince toplandığını biliyoruz. Bunların şimşek çaktığı anda gökten düşen yıldırım taşları ya da yıldırımlar olduğuna inanılırdı.
-
Şek. 1
-
Şek. 29
-
Şek. 30
-
Şek. 31
-
Şek. 32
-
Şek. 33
Araştırma ve Yayınlar
Sardeis’teki araştırma ve yayın projeleri Sardeis sikkelerinin; Sinagog; HoB ve Kuzey Paktolos (Pactolus North) sektörlerinin; Lidya, Hellenistik ve Roma dönemi seramiğinin; Roma lahitlerinin ve duvar bezemelerinin; ve terracotta figürlerinin çalışmalarını içerir. Deponun yeninden düzenlenmesi altıncı yılına erişmiş ve başarılı bir sonuç vermiştir.
Örenyeri Konservasyonu
Lidya Sunağı’nın restorasyonunun yanı sıra arazi restorasyonu Sardeis Sinagogu’nda da yoğunlaşmıştır. Lidya savunma duvarı ve Lidya ve Roma evleriyle ilgili restorasyon, çatılama ve sergileme projelerine devam edilmiştir. Bizans Dükkanı W4’te yer alan mermer bir havuz üzerine kalıcı bir çatı yapılmıştır. Eskimiş olan çatıların yenileri ile değiştirilmesi projesi MMS/S sektöründeki Roma evi üzerindeki çatının değiştirilmesinin tamamlanması ile devam etmiştir. 2009’da başlanmış olan bilgi panolarının dizayn edilmesi ve yapılması projesine Artemis Tapınağı’na ve Sinagog’a koyulan toplam 6 yeni pano ile devam edilmiştir.
Ve son olarak, 1911 yılında Howard Crosby Butler tarafindan İngiltere’den getirilmiş olan ve ne yazık ki 1. Dünya Savaşının patlak vermesiyle Artemis Tapınağı’nda terk edilmiş vaziyette duran dökme demir vinç, yerinden kaldırılmış, yeni bir zincir, kol ve ana makaralar için rulmanlarla donatılmış ve yeni raylara yerleştirilmiştir. Biraz yağlama ile kendisi antika olan yadigar vinç çalışır duruma getirilmiştir (şek. 34).
(Kazı Sonuçları Toplantısı 33: 209-229’dan uyarlanmıştır)
-
Şek. 34
Dipnotlar
- 1Hanfmann ve diğerleri, esas olarak yalnızca taşların dikey birleşme yerlerinde bulunan Hellenistik sikkeler nedeniyle, kaideyi Hellenistik döneme tarihlendirirler (Hanfmann and Waldbaum, A Survey of Sardis and the Major Monuments Outside the City Walls [1975], 76-77). Her iki yapının da orijinal amacı henüz tespit edilememiştir; bunların Hellenistik dönem öncesinde tapınakta farklı bir rol oynamış olmaları mümkündür. Bkz. Cahill and Greenewalt 2016.
- 2Butler, Sardis II. Architecture, Part 1, The Temple of Artemis (1925), 29, res. 19.
- 3Bkz. Ratté, Lydian Architecture: Ashlar Masonry at Sardis, Sardis Report 5 (2011), 102-107.